Bu Blogda Ara

19 Ekim 2019 Cumartesi

Felsefe Açısından Kötülük Problemi

İnsan yaşamı ve buna bağlı olarak felsefe ve din felsefesinin en eski ve temel konularından biri olan kötülük problemi, temelde teist dinlerle ilgili olsa da aslında çoğu inanış ve düşünce sisteminde kendisine yer bulan bir problemdir.

Kötülük; felsefe açısından ilk olarak Antik Yunan düşüncesinde karşımıza çıkmış olsa da problemi daha eski dönemlerde, ilk insanla birlikte başlatmak mümkündür. Çünkü iyi ve kötü değerleri insan temelli olarak ortaya çıkan ve konumlandırılan kavramlardandır. İlk insan Hz. Âdem’in oğullarından Habil iyi insanı temsil ederken Kabil ise kötü insanı temsil etmektedir. Bu olaydaki iki insandan her birinin durumunun iyi ya da kötüyü sembolize etmesi açısından bu problemin başlangıcını oluşturduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Kötülük problemini ele almadan önce, kötü kavramı üzerinde kısa bir sorgulamanın yararlı olacağını düşünüyoruz.

Kötü, sözlüklerde,

1. İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyinin karşıtı;
2. Zararlı, tehlikeli; 
3. Korku, endişe veren; 
4. Kaba ve kırıcı; 
5. Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan.” anlamlarında kullanılmıştır. 

Felsefede, “İyinin karşıtı olan. 
1. Değersiz bulmanın, kınamanın, ayıplamanın konusu olan her Şey; istencin yasaya uygun bir biçimde karşı gelmeye ve elinden geldiğince değiştirmeye hakkı olduğu her Şey. 
2. Ahlak değerlerine ve törel istence karşı olan her Şey. Bu anlamda: a. Düzen bozucu ve yıkıcı olarak beliren Şeyler, b. Olumsuzluk ve yadsıma ilkesi olarak beliren Şeyler.” olarak tanımlanmıştır.

İslam düşüncesinde kötülük kavramı yerine kullanılan şer kelimesi ise kötülüğe meyletmek, onu alışkanlık haline getirmek anlamında mastar olarak kullanılmıştır. Dini literatürde de Allah’ın hoşnut olmadığı, işlenmesi durumunda kişiye ceza gerektiren davranış olarak kullanılmıştır.


Hangi anlamda ele alınırsa alınsın, öz itibariyle istenmeyen durum ve davranış olarak tanımlanan kötü, din felsefesi açısından kendisine oldukça geniş bir yer bulan önemli bir problemdir. Din felsefesi açısından problem daha çok evrendeki düzen/düzensizlikten hareketle bir Tanrı’nın var olup olmadığı tartışması ekseninde ortaya çıkıp ve geliştiği söylenebilir. Böyle bir tartışma kötülükten hareketle Tanrı’nın var olmadığı iddiasında bulunan ateistlerle, onların bu iddiasına kötülüğün varlığının Tanrı’nın varlığıyla bir çelişki oluşturmadığını iddia eden teistleri de karşı karşıya getirmiştir. Zira problem, iyi bir Tanrı’nın kötülüğü yaratıp yaratmayacağı, kötülüğü kaldırmada Tanrı’nın gücünün yetip-yetmeyeceği ve kötülüğün varlığının Tanrı’nın varlığı açısından bir problem teşkil edip etmediği sorularını barındırmaktadır. Bu nedenle öncelikle kötülük problemin ortaya çıkışını kısaca ele alarak konuya açıklık getirmek daha faydalı olacaktır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Batı Felsefesinde Teodise Eleştirileri

Tanrı’nın iyi sıfatı aracılığı ile kötülüğün açıklanmasını ele alan teosidelere özellikle aydınlanma düşüncesinden sonra Batı felsefesinde e...